Cuma, Temmuz 31, 2009

Elano Transferi Ve Gelinen Nokta


Bir büyük transferi daha kadromuza kazandırdığı için büyük emek sarfeden Haldun Üstünele ne kadar teşekkür edilse azdır.Sezon bitiminden itibaren gecesini gündüzüne katarak takıma iyi bir iskelet yarattı Üstünel.Alınan yabancı oyunculara bakıldıgı zaman inanması güç diyebilirim.3-4 sene öncesi alınan yabancı oyuncular ile son 2 senedir alınan yabancı oyuncular arasında çok büyük farklar var.Haldun Üstünel'in yaratımında büyük emek sarfettiği bu kadro, Rijkaard'ın elinde Avrupa'nın her anlamda en üst seviye takımlarıyla yarışır bir konumu yer edinecektir. Avrupa Ligiyle başlayan süreç önümüzdeki sezon CL ile devam edecek, 1 sezonluk takımı tanıma, sistemi oturtma kazanımlardan sonra eksikler daha iyi görülecek ve birkaç takviye ile de çok güçlü bir şekilde Barcelona'ların olduğu gruplara gönül rahatlığıyla düşülecektir.

Elano, bu düşünceleri bünyeye zerk edebilecek kadar önemli bir transferdir. Algıları bozacak derecede farklıdır da üstelik. Baros, Kewell ve Keita'nın transferi için kariyeri düşüşteydi sebebini öne sürenler, Galatasaray tercihini görmezden gelenler, kariyerinin düşüş evresinde olmayan, daha birkaç gün önce, Milan ve Inter'in istediğinden bahsedilen Elano'nun transferini nasıl karşıladılar acaba!

Kadrosunda 8 Brezilyalı bulundurup, 7'sini sahaya sürerek, 4 yabancı kontenjanı hakkını Türklerden yana kullananlar, Brezilya Ligi takımı hüviyetinde adaletsizliklere güvenerek yarışanlar bunları anlayamazlar, daha önce de anlayamadılar, vizyon denilen sözcüğün anlamından uzak, Aziz Yıldırım ve zihniyetine tamah edip, taparcasına bağlı olanlar, daha uzun bir süre de algı sorunu yaşayacaklar. Bir de engellenen Seyrantepe Stadı biterse, 10 yılda uzay çağına eriştiği söylenen Aziz Yıldırım'ın Fenerbahçe'sinin Galatasaray'ın olmadığı bir ortamda vizyonsuzluk sonucu, ne tür bir seviye yakaladığı görülecektir. Aradan geçen 12 yıla rağmen hala Avrupa'ya hazırlanıyoruz masalına -bilinçli olarak getirilmeyen iyi teknik adamlar da dahildir buna- kananlar için, Rijkaard'ın 2 yıl içinde oluşturacağı süreç ve başarı belgeseli büyük bir şaşkınlık yaratacak, belki de asıl devrimi, Türk Sporu'nun üstündeki karanlık gölgeleri de bir daha düşmemek üzere kaldırarak gerçekleştirecektir...

Elano Transferi Camiamıza Hayırlı Olsun ...

Netanya 1 - Galatasaray 4


Bu zamana kadar oynadığımız karşılamaşlar arasında en iyi maçımızdı diyebilmek mümkün.Hazırlık maçlarından bu yana bir türlü toparlanamayan oyun için, Rijkaard tarafından ısrarla tekrar edilen "yeniyiz, git gide daha iyi oluyoruz, olacağız" cümlesinin ilk defa somut olarak gerçeklik kazanmış halini izledik sahada.Sahadane yaptığını bilen, sakin bir takım ve kesik kesik de olsa çok güzel paslaşmalar, organizasyonlar izledik. Bir sürü atılamayan karşı karşıya pozisyon var (ah Nonda, vah Nonda). Bu takımın, ilk 11 başlayan bir Keita ve Elano da eklendiğinde çok daha iyi olacağına eminim.

İlk yarıdaki ilk 10 - 15 dakikalık kötü performansın ardından takım tam toparlanmışken golü yedik gole erken cevap vermemiz bence bu farkı getiren en önemli unsurdu. Genel olarak takım daha önceki hazırlık ve resmi maçlara nazaran oldukça iyi oynadı. Zaman ilerledikçe daha iyi olacağız bu açık bir şekilde görülüyor.

İkinci yarı gayet iyiydik. Defansta oynayan mevuc yapıdaki isimlerle Servet hariç bu iş gider mi emin değilim gerçekten. Gönül rahatlığıyla oynayacak bir stoper alsak sanki epey iyi olacak.Leo Franco epey iyiydi, oyun genellile rakip kalede oynanmasana rağmen konsantrasyon kaybı yaşamadı tek pozisyon hariç.

Sol çarprazdan rakibin kullanacağı frikikte kalenin sağ köşesine o kadar gitmiş ki adam direkt kaleye vurdu neyseki aut'a gitti.İlk yarıda Servet ile Gökhan adamları paylaşamadılar resmen birbirlerine baktılar "Abi bu senin adamın değil miydi" gibisinden sonradan bu sorun ortadan kalktı gibi gözüktü ama pek top da gelmedi.

Kewell, Arda, Baros, Ayhan her zamanki gibi en iyi isimlerdi. İyi anlamda sürpriz yapan isim ise kesinlikle Aydın'dı. Sabri defansta ilk yarıda bulunduğu kanattan kaçan ismini hatırladığım adama bir türlü engel olamadı ama herzamanki gibi hücum yönünde o da etkiliydi.Keita sonradan girmesine rağmen işini yaptı, ofsayt olmasa golünü de atmıştı ya neyse diyelim sonraki maçlarda nasılsa çok atacak.Keita'da dikkatimi çeken özellikse aşırı kıvrak ve ani hızlanıp durabiliyor, malumunuz kontrolsüz güç, güç değil.

Top kontrolü ise oldukça üst seviyede.Maçın atmosferi de son derece güzeldi, ne bizim taraftarlarımızdan ne de netanya taraftarından herhangi bir anlamsız protesto ya da vs. gelmedi. Bu hava umuyorum Asy'de de devam eder bir 4 tane de burada atar bir sonraki turdaki rakibi bekleriz...

Saldır Cimbom Ok Let's Go !

Çarşamba, Temmuz 29, 2009

Alpaslan Ağabeyimiz İçin | Pankart Organizasyonu



ultrAslan'ın başlatmış oldugu bu organizasyona Galatasaray Taraftarları olarak sahip çıkmalıyız.Alpaslan abimizin bize bırakmış oldugu Galatasaray'lılık mirasını gelecek kuşaklara aktarmalı,her daim onun izinden gitmeliyiz.Organizasyonun 2.aşamasında buradan yine bir duyuru yapacağım.

Tribünde 1 eksik,Cennette 1 fazla !

Alpaslan Dikmen... Galatasaray tribünlerine adanmış bir hayat Sarı kırmızı geçen ama erken son bulan bir yaşam;tribünlerimizdeki birlik ve beraberliğin mimarlarından biri. Şimdi onun bize bıraktığı mirasa,Ali Sami Yen tribünlerini,aramızdan ayrılışının 1. yıldönümünde salkım saçak Sarı-Kırmızıya boyayarak sahip çıkıyoruz. Ağabeyimizi en sevdiği yerde;Ali Sami Yen Stadyumunun tribünlerinde anıyoruz.

Tüm ultrAslan alt kolları ve temsilciliklerine ÇAĞRIMIZDIR ; Aramızdan ayrılışının sene-i devriyesinde Alpaslan Ağabeyimizi anmak,Ali Sami Yeni salkım saçak Alpaslan Dikmen pankartlarına boğmak için Dünya'nın dört bir yanındaki ultrAslan'lardan,Alpaslan Dikmen temalı, el emeği 1 adet pankart boyamalarını istiyoruz.

Bu organizasyon,tüm temsilciliklerimizin,tüm ultrAslanların,Dünya'nın her bir köşesindeki Galatasaray taraftarlarının katılımına açık bir organizasyondur. Çok yakında organizasyonumuz ile ilgili tüm detaylar yine bu başlık altında duyurulacaktır.


Alpaslan Ağabeyimiz İçin Pankart Organizasyonu Detayları

* Organizasyona "Ben Galatasaraylıyım" diyen Her kişi katılabilir.

* Pankartlar tamamen Alpaslan Ağabey temalı olmalıdır.

*Sarı,kırmızı,siyah ve beyazın dışında bir renk kullanmamaya özen gösterilmeli ve ağırlıklı olarak sarı kırmızı renkler kullanılmalıdır.

* Organizasyon kapsamında yapılan pankartlar,maçtan önce stad düzenlemesi yapılırken bizler tarafından tribünlere asılacaktır.Dolayısıyla yapılan pankartlar en az 1 hafta öncesinden belirteceğimiz adrese kargo yolu ile yollanmalı veyahut elden teslim edilmelidir.

* Yapılacak pankartlar kesinlikle el emeği,göz nuru olmalıdır.Gönderilen hiçbir dijital baskı o gün tribünlere asılmayacaktır.Tavsiye edilen teknikler ; Su bazlı boya,sprey boya ve yağlı boyadır.

* Pankartlar minimum 6 metrekare maksimum ise 20 metrekare olmalıdır.Tavsiye edilen ölçüler stadımızın yapısı göz önüne alındığında ; 1,5m x 4m , 1,5m x 5m , 2m x 4m , 2m x 5m , 2m x 6m , 2m x 7m , 4m x 4m , 4m x 5m’dir.Bu ölçülerin dışında daha büyük bir pankart boyamak isteyenler kesinlikle koreografi@ultraslan.com üzerinden bizimle iletişime geçmelidirler.

* Pankartlardaki imzalar kesinlikle kompozisyonun önüne geçmemelidir.Reklam kaygısı ile yapılmış pankartlar elenecektir.

* Organizasyon süresince forumlar takip edilmeli,birden fazla aynı pankart olmaması için özgünlük hususuna dikkat edilmelidir.Yine forumlarda tasarım hususunda fikir alışverişinde bulunulmalı ve tasarım konusunda deneyimi olan arkadaşlar yardımda bulunmalıdır.Pankartlar yapıldıktan sonra veyahut yapılış aşamasında fikirler forum vasıtası ile paylaşılmalı,aynı pankarttan birden fazla olmasının önüne geçilmelidir.

* Organizasyona katılan temsilciliklerimiz en az Alpaslan Ağabeyimizin Galatasaray tribünlerine gösterdiği özen kadar bu işe özen göstermeli ve ellerindeki imkanlar dahilinde Ağabeyimize yakışacak nitelikte işler çıkarmalıdırlar.

Pazartesi, Temmuz 27, 2009

Hayal Kırıklığı



2009-2010 sezonunda giyecegimiz formalar Kalamış tesislerinde tanıtımı yapıldı.Beşiktaş ve Fenerbahçe'nin çıkarmış oldugu forma tasarımlarına göre bizim tasarımlarımızın daha iyi olacağını düşünmüştüm fakat yanıldım.Geçen sezonki formalarımız daha güzeldi,en azından dışarıdan bakıldığı zaman Galatasaray'la özdeşlemiş formalar diyebiliyorduk.En azından turuncu forma için sarı ile kırmızının karışımı bir renk'ti.

Bu sene çıkan Mor forma nedir allah aşkına?Kulübümüzle ilgili bir renkde bizmi bilmiyoruz ?Endüstriyel futbolun getirdiklerine maalesef yenik düşüyoruz.Geçen sene turuncu,Bu sene Mor ,Seneye hangi renk olur acaba?Hiç düşünmeye gerek yok LACİVERT yapsınlar !

Ayrıca Beyaz formamız antreman tişörtü gibi durmuş,pek göze hoş gelmedi.Ne varsa yine Parçalı'da var.Ama kulubümüze gelir olması nedeniyle en kısa zamanda çıkan formalarımızdan temin etmeyi düşünmekteyim,her Galatasaray'lının yapması gereken budur...

Haydarpaşa


Cuma, Temmuz 24, 2009

Blog 1 Yaşında !



Zaman ne çabuk geçiyor hakikaten.Bugün blog 1 yılını doldurdu ve bu zaman içerisinde futbol ağırlıklı olmak üzere bir çok konuda görüşler dile getirdim.Kendi açımdan bu blogda tek tarafdan bakmamaya özen gösterdim diyebilirim,diğer takım taraftarlarını küçük düşürücü post'lar atmamaya ,aşalığıyıcı sözler söylememeye dikkat ettim.Sonuç olarak Galatasaray taraftarıyım fakat bizim aşık oldugumuz renk ve Arma bizim için nasıl kutsalsa,diğer taraftarlar içinde aynı şeyler söz konusu...

Blog hayatına katılmamda Tribündergi'nin yeri aydırıdır.Orada açılan forum başlıkları ve bloglar hakkında paylaşımlar v.s olsun bilgilenmemizi ve blog alemine katılmamıza vesile oldu.Bloglar sayesinde çok güzel dostluklar kazandıgımıda belirtmeden geçemeyeceğim.Velasım kelam blog açıldıgından bu yana 263 post ile Galatasaray'a sevdamızı dile getirmeye çalıştım,ayrıca bir o kadarda yayınlanmayan post var diyebilirim...

Bu süre zarfında Senin Sevginle Yaşıyoruz Blog'unu ziyaret eden ve yorumlarıyla katılan herkese teşekkür ediyorum.Umarım uzun yıllar bu bloga yazma fırsatı bulurum...

Saygılar

Bu Sene Futbol'da Tarih Yazalım !



Takımın iç yapısı, yani 4-3-3 oynuyoruz ilk maçta dünyada yoktur ki üçlü forvet oynayan bir takımın hucum kanatlarında oynayan adamları adam eksiltme konusunda yetersiz olsunlar(Aydın,Yaser).Hani derler ya 'dünyanın en iyi teknik adamını koyun başına birşey olmaz' işte en iyilerinden biri başımızda olmadı birşey(tek bir gol pozisyonumuz yoktu ilk Tobol maçında)İkinci maçta üçlü forvetten birisinin kalitesinin artması (Serdar'ın takıma girmesi ile) takımda azda olsa bir kıpırdanma meydana gelmesine sebeb oldu.Gol pozisyonları demeyelimde final pasları Serdar'ın ayağından çıktı yine de.

Takımdaki eksikler bireylerle ilgili daha çok Keita gibi ileri uçta adam eksiltebilen bir oyuncu,Linderoth gibi akıl,Uğur Uçar'ında takıma girmesyile birlikte kalite oyun anlayışı artacaktır.Hakan Balta'yı ileride fazla kullanmayı düşünmeyen Rijkaard onun işini Sabri'ye yaptırdı. Sabri, hala defans oynamayı kabul etmiyor kesinlikle kızağa çekilmeli ve zaman kaybetmeden Uğur'u oraya monte etmeli...

Birazda Gökhan Zan'a değinmek istiyorum. Orada Servet'le beraber tutmayacak gibi. Kendine güveni ve oyuna girmesi çok iyi ama maç içinde çok dalıyor bir ara kendi adamımı kovalayıp düşüncesiyle ortasahaya kadar çıktı, arkası bomboş ve kontrakta sene içerisinde göbekten çok pozisyon görecek gibi kalemiz.Emre Güngör'ün bir an önce takımda yer alması gerekiyor.Yaser ise geldigi günden bu yana üzerine hiç birşey koymadan devam etmekte,takımda nasıl yer buluyor şaşırıyorum açıkcası.Acaba 2.Mehmet Güven vakası mı geliyor ?

Tribünler ise takım ile aynı orantıdaydı.Zaman zaman iyi bağırdıgımızı düşünüyorum.Özellikle uA'nın eski açıga geçmesiyle birlikte bu tribünde iyi bir performans gösterecegiz.Tabi biraz zaman gerekli,ama iyi yoldayız...

Bu sene Futbol'da Tarih Yazalım !

Galatasaray 2 - Tobol 0

Karalamaca #17

*Sıcak yaz aylarında bloga yazı pek yazmak istemiyorum nedense,aslında bu aralar stajın başlaması ve geç saatlerde eve dönmem buna neden mi bilemiyorum...Okuldan arkadaşların tatilde olması benim açımdan kötü bir durum,zira hepsi agustos'un ortalarında başlarken ,ben neden Temmuz'un başında başladım ki?Ama adamlar ince düşünmüş stajı Ramazan ayına denk getirmişler,akıllı insanlar vesselam ...

*Sene içerisinde aklımın bir köşesinde İtalya hayalim vardı.Bu sene okulumun bitmesiyle birlikte egitimi İtalya'da sürdürmek istiyorum allah nasip ederse.Fakat bu konuyu yakın çevremdeki insanlara açtıgımda hepsi iyi dilekde bulunurken ,iş hangi şehire gideceksin soruna gelirken;verilen Napoli cevabıyla birlikte ortamın sessizlige bürünmesi benim açımdan büyük bir keyif :) Açıkcası 6-7 aydır internetten Napoli'yi baya bir araştırdım ne kadar olumsuz lanse edilsede,kısmetse gidecegim..Bunun ilk ayagı olan İtalyanca ögrenme konusunda kursa yazıldım ve sene boyunca devam edecek,ara sıra blogda İtalyanca yazılar gördügünüzde şaşırmayın :)

*Sezonun ilk maçını Tobol ile açmış olduk.Samiye'ni çok özlemişiz gerçekten.Bir çok tanıdık yüzü görmek ve sohbet etmek çok keyifliydi.ultrAslan'ın Eski açıga geçmesiyle tribünlerimizin gidişatı büyük bir ölçüde belli oldu.Dün iyi bir performans gösterdigimizi düşünüyorum,fakat arada uyuşmazlıkların olduguda aşikardı.İlerleyen haftalarda daha iyi olmamız lazım .

*Bugün Eski açık kombinesi almak için stada gittigimde,aldıgım kombine bitti cevabıyla bir anda kalakaldım.Çünkü satışlara 1 hafta ara verilmiş ve 500 Eski Açık kombinesinin kaldıgı belirtilmişti.Şimdi ise o kombineler sponsorlara verilmiş.Şimdi ne desek az ama suçda biraz bende zamanında alsam kombineyi,şimdi bu durumda olmayacaktım.Neyse eninde sonunda kombineyi bir şekilde halledecegiz ...

*Gelsin hayat bildigi gibi ...

Cuma, Temmuz 17, 2009

Tobol 1 - Galatasaray 1



Bu maç Rijkaard takımda kalıp kalmıyacagına dair kafasındaki oyuncuları belirledi diyebiliriz,ayrıca hazırlık maçlarında göze batan oyuncularımızdan Serdar Eyilik ve Emre Çolak'ın oynamaması bana göre takımda kalacaklarının bir işareti.

Maç içerisinde Sabri çok sayıda pozisyon hatasına girdi,hem kadamesini boş bırakıp geri dönüşlerde çok zayıf kaldı.Sene başında yapıldı yapılacak diye bekledigimiz Sağ bek transferinin yapılmaması dünkü maçta seneye boyunca nasıl taamül edecegimizi kara kara düşündürüyor.Bir çok taraftarımız Uğur Uçar'ın iyileşmesiyle o bölgede iyi oynacagını düşünüyor,ama Uğur'un düzelip tekrar formunu yakalaması uzun sürer ve dün oyuna girdikten sonra topla pek buluştugunuda söylemeden geçemiyecegim ...

Maçın ikinci yarısında Arda ve Baros'un oyuna girmesi takım olarak daha iyi pas yapmamız ve topu rakip sahada tutmamıza neden oldu.Baros'un bulmuş oldugu golden sonra daha iyi oynamaya başladık,fakat Alpaslan'ın 2.kartını görmesiyle takım 10 kişi kaldı.Yalnız Alpaslan sahadaki oyuncularımız içerisinde en iyi performans gösteren oyuncumuzdu.Sol kanattan yapmış oldugu ortalar fevkalade güzeldi.Hakan Balta'nın iyi bir alternatifi olur.Volkan Yaman'da gönderilecekler arasında olur.

Tobol takımıda oldukça hırslı ve sert oynayan bir ekip.Karşılarında Galatasaray gibi bir Avrupa Kulübünün olması onlar için bir vitrin ,yenip isimlerini duyurmak isteyeceklerdir.Rövanş maçında taraftarımızın destegi ile Tobol takımını rahat geçeriz.

Salı, Temmuz 14, 2009

Aleyküm Selam Keita !



"Ben kadere inanırım. Bütün iyiliklerin Allah tarafından geldiğini düşünürüm. Mesela bir golü attıysam, ‘Allah bana o golü attırdı’ derim. Şimdi bana kaderim ne gösterecek göreceğiz. Ancak benim şahsen istediğim, her şeyden önce iyi çalışmak... Dolayısıyla Galatasaray’a verebileceğim her şeyi verebilmek. Diğer yandan da eğer olabilirse, bu çalışmamla benim futbol hayatımda hep etkili olmuş olan cesaretimle takım içerisinde belli bir yere gelebilmek. Daha sonra takımın büyük hedeflerine, her zaman daha iyisini yapma çabasına katkıda bulunmak. Benim Galatasaray’a gelirken özellikle önemsediğim bir nokta var. Bunun da herkes tarafından bilinmesini isterim. Ben Galatasaray’a belli bir kontrat devresini tamamlamak için gün doldurmaya gelmedim. Ben Galatasaray’da çok çalışmaya geldim, Galatasaray’a mümkün olduğunca katkı sağlamaya geldim. Ve bir futbolcu olarak eğer bunları yapabilirsem, öyle zannediyorum ki Galatasaray’ın o büyük hedeflerine yaklaşması için benim de katkım olabilecek."


Abdul Kader Keita !

Pazartesi, Temmuz 13, 2009

Mekteb-i Sultani



Senin üzerinden hayaller kuruyorum doğmamışlarıma dair...

Futbol Deplasmandır



Tribün aleminde yeri doldurulamayacak bir boşluk bırakarak tribünlerden çekilen Milan'ın meşhur grubu FDL , bir zamanlar 90'lı yıllarda, daracık İtalyan sokaklarından geçerek böyle gidiyormuş deplasmana.

Nostaljik fotolar oldu artık FDL'yi hatırlatan kareler.Liverpool ile karşılaştıkları unutulmaz İstanbul finalinde, güzel bir Galatasaray atkısıyla takas ettiğim orjinal FDL atkıları ve hediye ettikleri sticker yadigar kaldı koleksiyonumda.Fotoğraf verona deplasmanına giden bir zamanların AC Milan FDL'sine ait...

Futbol Deplasmandır

Cuma, Temmuz 10, 2009

Anket Sonucu ve Arda Turan




Bundan 2 ay önce bir anket başlatmıştık.Geçen sezon içerisinde takımımızda bir kaptanlık problemi vardı,buna paralel olarak 2009-2010 sezonunda Kaptan kim olmalı? diye bir anket yapmayı düşündük ve siz saygıdeğer blog okuyucuları tarafından gönderilen oyların sonucunda Arda Turan 1.oldu.

Bugün Aslında bir çok Galatasaray taraftarının kaptanlığı layık gördügü oyuncuların başında Arda Turan'ın gelmesi bence çok normal.Galatasaray ruhunu sahaya yansıtan oyuncuların başında geliyor.Saha içindeki azmi,hırsı ve takım içerisindeki yeri Arda Turan'ın Galatasaray için önemli bir futbolcu oldugunu göstermekte.Rakiplerin bile gıpta ile baktığı bir oyuncu,kendi takımlarında Arda Turan gibi futbolcu görmek isteyen çok arkadaşım mevcut.Ama Bayrak adamlar kolay yetişmiyor ...

Galatasaray Spor Kulübü Yönetim Kurulu Üyesi Haldun Üstünel, Galatasaray TV'ye yaptığı özel açıklamada, "Önümüzdeki sezon 10 numaralı formayı Arda Turan'ın giyeceğini" söyledi.
Üstünel, "Ben Arda'ya Lincoln'ün değil, Metin Oktay'ın formasını gönlüm huzur içinde emanet ediyorum. Onun da bu emaneti en iyi şekilde gururla taşıyacağını biliyorum." diye konuştu.

Takımımıza ve Camiamıza Hayırlı Olsun .

Farklı Yarınlara



Arada bir saçmala desin biri...Üstüne düşüneyim , kesip biçeyim.
Gidene gitme diyemeyenin , Kalana ''Hoş Geldin'' i ne kadar anlamlıdır bilemiyorum.

Benim gibi konuşmayıp, benim gibi yazmayandan uzak durursam ; nereye götürür beni bu tekdüzelik.

Sessizlik cinayettir bazen..

Kafanı çevirirsin yardım nidalarına veya elvedalara...

Salı, Temmuz 07, 2009

2009-2010 TSL Fikstürü



Türkcell Süper Lig'de fikstür bugün belli oldu.Değişen pek birşey olmadı diyebilirim.Yaz ayı ortalama sıcaklığının yüksek oldugu Agustos ayında maçlar başlayacak.Tff hava sıcaklıklarından dolayı maçların başlama saatlerini 21.30 olarak belirledi.

İlk derbiyi 5.hafta Beşiktaş ile içeride oynuyoruz.Akabinde 10.hafta Fenerbahçe deplasmanına gidiyoruz.Benim istegim ilk maçımızın kadıköy'de olmasıydı ve bu istegim oldu,inşallah bu sene Kadıköy'de iyi bir sonuç alacagımızı düşünüyorum,O sene bu sene :)

İlk yarı fikstürü

1.Hafta : Gaziantep - Galatasaray
2.Hafta : Galatasaray- Denizli
3.Hafta : Galatasaray - Kayseri
4.Hafta : Ankaraspor - Galatasaray
5.Hafta : Galatasaray -Beşiktaş
6.Hafta : Kasımpaşa - Galatasaray
7.Hafta : Galatasaray - Eskişehir
8.Hafta : Ankaragücü - Galatasaray
9.Hafta : Galatasaray -Trabzonspor
10.Hafta:Fenerbahçe - Galatasaray
11.Hafta :Galatasaray -Sivasspor
12.Hafta :Diyarbakırspor - Galatasaray
13.Hafta :Galatasaray -Manisaspor
14.Hafta :Bursaspor - Galatasaray
15.Hafta :Galatasaray -İstanbul Belediye
16.Hafta :Antalyaspor -Galatasaray
17.Hafta : Galatasaray -Gençlerbirliği

90 Dakika



Ntv yönetimi ekonomik krizi gerekçe göstererek 90 dakika programını yayından kaldırdı.Yıllardır spor programları arasında iyi bir reytingi olan ve sayısız ödül alan bir programın reyting bahanesi gösterilerek yayından kaldırılması,acaba bunun altında başka şeyler mi var?sorusunu gündeme getiriyor.

Türk Televizyonlarında yayınlanan diğer spor programlarına nazaran,daha kaliteli ve uzun süredir çizgisini koruyan bir programdı.Yayından kaldırılmasına üzüldüm.

90 Dakika'nın yayından kaldırılmasıyla ilgili Haşmet Babaoğlu'nun yazısı bir nevi herşeyi özetlemiş aslında.


Takım formalı medya patronları ve gelecek sezon

Medya patronlarının fanatik takım taraftarı olması tuhafınıza gidiyor mu hiç?Hayır.Forma giyip pozlar vermeleri veya tuttukları kulübün yöneticileriyle fazla içli dışlı olmaları sizde rahatsızlık uyandırıyor mu?Hayır.Hepimiz takım taraftarıyız...

Aynı kültürü paylaşıyoruz. Hep birlikte ipin ucunu kaçırıp dünyayı tuttuğumuz takımın renklerinden ibaret sanıyoruz.Medya patronları da bizim gibi bir insan nihayetinde!Hatta belki içinizden şöyle diyorsunuz...

Bizim canımız can da, medya patronlarının ki, patlıcan mı?İyi de...Bir de şöyle düşünün...Hangi kulüp başkanı objektif yorum ve habercilikten hoşlanıyor.Hatta bazıları bundan nefret ediyor. Koşullar el verse gazetelere, televizyonlara baskın yapacaklar.Onlara göre...Medya sadece kendilerinin istediği ve izin verdiği haberleri yapmalı!Futbol yorumcuları da yağdanlık olmalı!Şimdi söyleyin bakalım...

Bu başkanlar takımlarının "hastası" medya patronlarını etkilemezler mi?O formalı medya patronları da bir yıl, iki yıl direnseler bile, onca tazyik karşısında eninde sonunda pes edip başkanların isteklerine boyun eğmezler mi? Ne demek bu şimdi, diyeceksiniz...Şu demek...Önümüzdeki Süper Lig sezonu kıran kırana geçecek!Görüyorsunuz, büyük kulüpler krizi falan umursamadan çılgıncasına para harcıyor.Ne için?Ne pahasına olursa olsun, şampiyon olmak için!..Bu durumda, kulüp yöneticilerinin kendi takımlarının fanatik taraftarı olan medya patronlarını, hatta reklam verenleri "göreve çağırmaları" ihtimalini yabana atmamalıyız.Yani demem o ki...Önümüzdeki sezon başlamadan önce medyada çok kirli bir "temizlik operasyonu" başlayabilir.Kimsenin günahını almak istemem!Ancak içimde tatsız bir his var...
Haşmet Babaoğlu

Pazartesi, Temmuz 06, 2009

Seninleyiz Doğu Türkistan !



Yıllardır Doğu Türkistanlı soydaşlarımıza insanın aklına gelmeyecek şekilde işkence aletleriyle zulüm eden,sosyal insanlık hayatlarını kısıtlayan,akıl almaz politik oyunlarla kardeşlerimize huzur vermeyen,kendi topraklarında yaşamalarına izin vermeyen Çin hükütümetine karşı gerekli bir yaptırım ne yazık ki yapamıyoruz,ya da devlet büyüklerimiz herhangi bir temas'da bulunmak istemiyor.

Filistin için ortaya ayağa kaldıranlar,dünya çapında milyarca dolar yardım toplayanlar ve sabahlara kadar konsolosluk önünde nöbet tutanlar neredesiniz ?Bizimle aynı dili konuşup aynı soydan gelen kardeşlerimiz hunharca katledilirken neden kimsenin sesi çıkmıyor?Neden beş kuruş yardım toplanmıyor ve toplumsal duyarlılık dile getirilmiyor?

Seninleyiz Doğu Türkistan !

Cuma, Temmuz 03, 2009

Abdul'un Kaderi Galatasaray !



Lille de gösterdiği müthiş performans sonrası, Haziran 2007’de 16 milyon euro karşılığında Lyon tarafından transfer edilmişti Abdul Kader Keïta… Arada geçen 2 sezonda Lille’deki Keita’yı bir kere daha göremedik. Lille’de gösterdiği performansı eğer Lyon’da sürdürebilse, Lyon onu aldığından, çok daha fazlasına büyük liglerden birine pazarlayacaktı. Ancak Abdul Kader Keïta bir türlü Lyon’da bekleneni vermedi. Problemin ne olduğunu da kimse anlayamadı.

Geçen yıl Alain Perrin, bu sezon ise Lille’de onu keşfeden ve parlatan Claude Puel, Keita’dan bir türlü verim alamadı.Haziran 2007’de Lyon, Lille’in iki önemli oyuncusu Abdul Kader Keïta ve Mathieu Bodmer’i toplam 25 milyon euro karşılığında transfer etmişti. Bodmer bu sezon uzun süreli bir sakatlık yaşarken, Keita’da takıma neredeyse hiç katkıda bulunamadı. Sezonu kupasız kapatacak olan Lyon’da sezon sonu gönderileceklerin başında gelebilir Keita. Lyon’un onun bonservisi için ödediği 16 milyon euro’yu kazanma şansı yok.

Makul bir fiyata Abdul Kader Keïta elden çıkarılabilir. Zira, zaman geçtikşe Keita, iyiden iyiye kaybolacaktır.Abdul Kader Keïta, futbola ülkesi Fildişi Sahilleri takımlarından Africa Sports’da başlamıştı. 19 yaşındayken Afrika kıtasının önemli liglerinden Tunus ligine transfer olmuştu. Tunus’ta Etoile du Sahel takımında oynadıktan sonra, Birleşik Arap Emirliklerinin Al Ain ve Katar’ın Al Sadd takımlarının formasını giymişti.

Afrika liglerinde uzun yıllar top oynadıktan sonra, onu keşfeden Lille oldu. 2005 yazında Avrupa’ya yelken açan Keita’nın Fransa’da gidebileceği en uygun takımdaydı. Lille onun parladığı yer oldu. Kanatlardaki oyunuyla Lille’in en önemli silahı oldu.Lille’de geçirdiği iki yılda, Avrupa’nın büyük kulüplerinin dikkatini çekti. Uzun süre Milan tarafından izlendi.

Keita, 2007 Ocak ayında açıklanan “Fildişi Sahillerininde Yılın Oyuncusu” ödülünde Drogba’nın ardından ikinci oldu. Kolo Touré ve Aruna Dindane gibi önemli oyuncuları geride bırakan Keita, artık iyice transferde büyük takımların hedefi haline gelmişti.Haziran 2007’de Aulas, kimselere kolay kolay vermediği bonservis bedelini onun için Lille’e ödedi. Ancak aradan geçen zaman içinde Lyon ondan beklediğinin yarısını dahi alabilmiş değil. Lyon kadrosu içinde unutulmaya doğru gidiyor Abdul Kader Keïta. Genellikle oyunun son bölümlerinde oyuna giriyor ve bir türlü etkili olamıyor. Lille’deki günlerini hatırlıyorum. Müthiş tekniği olan bir oyuncu Abdul Kader Keïta ve yeni sezonla birlikte, yeni bir başlangış yapması gerekiyor…
Hayırlı olsun ...

Çarşamba, Temmuz 01, 2009

Sözünü Tut Ahmet Dedehayır !



Galatasaray isminin büyüklüğünü ve değerleri ne çabuk unutuluyor. Basket şubemizin idari anlamda ne zaman doğru işler yapacagını görecegiz acaba?Ya da görme imkanımız olacak mı ?merak ediyoruz açıkcası.Açıkcası bu transferden sonra,birde Nevriye gelirse tam olur degilmi Sayın Dedehayır !

Ahmet Dedehayır bu şubenin başında durdugu sürece,böyle anlamsız ve Galatasaray etigini hiçe sayan hareketleri,tribündeki taraftarı soğutmaktan başka bir işe yaramaz.Bayan basket maçlarına gelen sabit bir taraftar kitlemiz var,fakat bu transferden sonra ne kadar kişi gelir orasını bekleyip görecegiz ...

Geçen sezon seneye kulup içerisindeki görevini bırakacağını söylemiştin, şimdi senden sözünü tutmanı bekliyoruz...

Sözünü Tut Ahmet Dedehayır !