Salı, Kasım 23, 2010

Dragon



Adidas'ın Dragon Modeli.

Çok rahat bir ayakkabı,Adidas'ın ayakkabı modellerini pek sevmemekle beraber Dragon modelini denektikten sonra fikrim değişti.

Tavsiye edilir.

Karalamaca #23



Bu enlemde yahut boylamda bana ne yaptıklarını anlatma lütfen.Hatalarından bahsetme. Kim olduğunu bilmek istemiyorum, böyle çok güzel, (-yok marmara değil) sen. Bir bilsen.. Bilmem kaç katlı bir gökdelenin bilmem kaçıncı katına bakarken olsa bile... Boynum tutulmuş olabilir, birazdan gideceğim de hatta, biranın bitmiş olması umurumda değil, yine de herşey çok güzel, bozmayalım bu büyüyü..Başlamayalım..Başlangıçlar başlamak için değil, bilakis engellemek için. Engelledikçe ilerliyoruz. Birşeye başlayınca tekrar başa dönüyoruz.Bir lojman griliğinde olmasa bile seneler evvel aynı semtte içerken, şimdi ilk kez duyduğum bir şarkıcının bilmem ne şarkısında bile seni buluyorsam; geçmişimde bile yer etmiş kadar hayali, pirezınt kontinyus tensimden çıkmayacak kadar gerçeksen, olmasın zaten başka birşey, ne lüzumu var...

Haydi maça !
heyecanında ki gönlüm her sabah aynı rüyaya başlıyor olabilir, kapıda ki resmine bakmakla geçen rüyam, kafamı yastığa koymamla son buluyor da olabilir, laf oyunundan başka birşey değil bunlar. Onca yollardan sonra, yeniden yollara düşmek niyetindeyim diyorum anlamıyormusun. Ama seçemiyorum yolları, dedim ya boynum tutuldu. Eksik görünüyor yarınlarım bana. Neresinin sıla, neresinin gurbet olduğunu bile ayıkamadım daha.Uçtu, uçtu kuş uçtu hafifliğinde ki bünyen, bunları anlayabilecek mi bilmiyorum ama böyle ve bunun gibi bir sürü şey işte..

Kelime anlamıyla sadece tebligatlardan oluşan bu aramızda ki meseleden de pek bir umudum yok zaten. İsyanımızın hatırına anlatayım birkez daha; uzun teneffüste, siyah beyaz olmasa da koyu mavi önlüklü bembeyaz yakalı koşuşturmanın tam ortasındayım. Ve sen aşılı kolumsun. Sırf anlamsız dizelerden sebep, senden sebep, daha çok seviyorum sol kolumu. İki kolu farklı bir adamım artık sayende. Hayattayken yaşa diyorsun ya, böyle yaşıyorum işte ben de...

Çarşamba, Kasım 10, 2010

10 Kasım !



Bugün Başbuğ Mustafa Kemal Atatürk'ün aramızdan ayrılışının 72 yılı.Her daim mirasına sahip çıkacağız.Seni çok özlüyoruz ATAM !

Ruhun Şad Olsun.

Benim naciz bedenim birgün elbet toprak olacaktır fakat TÜRKİYE Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır. (Başbuğ ATATÜRK)

Salı, Kasım 09, 2010

Trabzon 2 -Galatasaray 0



Maalesef Galatasaray'ın futbol kültürü kan kaybediyor. Bunun nedeni Hagi değil. Bu kulübün içinde çekildiği popüler akımlara teslim olmasından kaynaklanıyor.Galatasaray'ın köklerinden kopuşunun sonucu olarak önce takım olma duygusu kayboldu,sporculuk değerleri yerine ayak oyunları,hocayı sabote edenler,yönetim-taraftar-oyuncu tezgahları geldi.

En kötüsüde Galatasaray ülke futbolunu ileriye taşıyan,yetinmeyen,devrim yapan yapısından kopup ülkedeki kör döğüşü futbolu kendine bayrak yapan küçük hedeflerin kulübü oldu. Bu da yine kulübün köklerinden uzaklaşmasından kaynaklanyor. Tarihinin,okulunun,değelerinin doğrultusunda değil ben yaptım oldu yöneticiliğinin esiri oldu. Bu yolun sonu iyi değil.Takım iyi olur kötü olur ama bazı değerlerin artık geri gelmesi çok zor.

Bugün Servet'i kovsan ne olur. Adam torunlarına yetecek kadar hikaye biriktirdi. Koca Galatasaray'ı kukla yaptım diyecektir.Sarp'ı yollasan ne olur? Adam koskoca Rijkaard gitti biz kaldık diyecektir.

İşte bu mesajın taraftara ve genç oyunculara ,gelecekte Galatasaray forması giyecek oyuncuya miras kalacak olması asıl kayıptır.

Geçmişte bu kulüp çok sıkıntılı ekonomik dönemler geçirdi. İkinci sınıf oyuncular getirdi.Ama hiç biri kulübün kendisine mahkum olduğunu düşünmedi. Her yönetim bu kulüpte futbolcunun sadece bir işçi olduğunu oyuncuya hissettirmiştir.

Aslında ülke futbolu iyi bir yere gitmiyor. Yakın gelecekte futbolumuz Macaristan dolaylarına düşecek. Sürekli kavga eden,topla oynayamayan kazmalar övülüyor.İşte savaşçı futbolcu işte takım oyuncusu diyerek vasatlar değerli oyuncuların yerine geçiyor.Dos santoslar,Lincolnler,Jo lar,FR'lar yerine Sarplar,Servetler değerli oluyor.Bursalar,Kayseriler değer kazanıyor.Medya yetenekli oyuncuları "bunlar çok yumuşak,çabuk sakatlanır,Türk oyuncusu bunları oynatmaz" gazı ile yetenekli oyuncular sakatlanıyor,küstürülüyor.Bize de geriye Barıştan,Servetten tad almaya çalışmak kalıyor.

Maç 0-0 bitecekti. Topu dışarıya atmayı kendine yediremeyecek kadar kendi vasatının farkında olmayan Servet in hatasıyla yenildik.Tamam takım mücadele etti. Trabzonu oynatmadık,Denk bir mücadele oldu.Ama bu puan kaybı bir nevi şampiyonluğun gitti bir maç oldu.İnşallah yanılan ben olurum,ama görünen köy kılavuz istemez...

Trabzon 2 - Galatasaray 0

Pazar, Kasım 07, 2010

Hayatın Tam Ortası

New York'ta Beş Minare



Mahsun Kırmızıgül'ün diğer filmlerine göre bu film yanında çerez kalır gerçekten.Filmle ilgili çok beklentiye girdik sanırım biraz hayalkırıklığı oldu.Film içerisinde verilen ince mesajlarında önemli olduğunu düşünüyorum ...

Bir ayrı parantez Haluk Bilginer'e açmak istiyorum.Çok iyi bir rol çıkardığını gördük kendisinin.Oldum olası kendisinin oyunculuğunu beğenirim.Hangi rol olursa olsun,hakkını veriyor gerçekten.


Filme 10 üzerinden 6.5 veriyorum ...