Daha önceleri neredeydiniz?..
10 puan farkla güle oynaya şampiyon olunabilecek bir sezonda ’acaba ilk 5’e girebilecek miyiz?’ endişesiyle son maça çıkmak Cim Bom için pek eğlenceli bir durum değildi.Sezon biterken hâlâ sahaya çıkaracak stoper bulamamak gibi sorunlar da bu maratonu özetler gibiydi. Azaplarla dolu bir dönemin artık bitmesi Galatasaraylıların ortak dileğiydi.
Fakat o da ne! Sahada sanki Cim Bom değil de Barcelona vardı. Sarı Kırmızılı takım müthiş bir futbolla Sivasspor’u abondone etti! Heyecan verici bir futbol ve rekor düzeyde pozisyon vardı ama gol sayısı son dönemin müthiş kabızlığını aşamamıştı. Cim Bom’un golcüleri çok değil azıcık becerikli olabilse ilk 45 dakika sonunda tabeladaki rakam 4’ün altında olmazdı!
Nitekim daha maçın başında Nonda’nın tıpkı Baros gibi bıktırıcı ama alışılmış beceriksizliği saç baş yolduracak nitelikteydi. Neyse ki bunun dakikasında Arda sahneye çıkıp gol atmanın o kadar da zor bir iş olmadığını gösterdi... Ardından Baros’un fiyakalı bir şutu tribünleri keyiflendirdi... Peşinden yine Nonda’nın birkaç metreden dışarı attığı top geldi... Kewell’ın dalışının heyecanı geçmeden belki de sezonun en güzel atağında Baros’un direğe takılması şanssızlıktı. Nonda’nın müthiş bir çalımla savunmayı dağıtıp attığı şutu Petkoviç’in kılpayı kurtarması Cim Bom’un bir başka talihsizliğiydi.
Sarı Kırmızılı takımın epeyce geç kalmış olan bu harika futbolu adeta tribünleri çılgına çevirmişti. Neredeyse şampiyonluk şarkıları söylenmeye başlanacaktı. Fakat bu sezonun klasiği ikinci yarının başında bir kez daha yaşandı ve Sivasspor ilk atağında golü buldu...
Sonrası bildiğiniz gibiydi: Bu kadar iyi oynarken gol yeme korkusunun gerçekleşmiş olması nedeniyle takımın bütün güveninin kaybolması, sorumluluktan kaçma, yerini bulmayan paslar, peşpeşe top kayıpları falan filan...
Artık bıktırıcı olmayı da aşıp bezdirici bir perişanlık...Derken beklenmedik bir toparlanışın peşinden yine gol kaçırma serisi. Önce Baros... Sonra Nonda ve ötekiler... Sonra tekrar Baros! Ardından bir daha Baros! Bitmedi, hakemin görmezden geldiği bir penaltı ve cezaalanı içindeki endirekt vuruş... İnsanın ’İmdat!’ diye bağıracağı geliyor neredeyse...
Sivasspor tekrar şaşkınlık içinde Galatasaray’ı seyrediyor. Ama bir pozisyon daha bulduklarında ikinciyi atabilirler. Rakibinin de Cim Bom’a uymaya çalışmasıyla çılgın bir son bölüm oynanıyor. O basmakalıp lafla ’her an herşey olabilir!’Evet, oluyor da, golcülerin kabızlığına isyan eden Arda topu kimseye vermiyor, hiç olmayacak yerden vurduğu top Nonda’ya çarpıp ağlara gidiyor. Nonda hiç değilse bu işe yaradığı için sevinebilir. Azaplarla dolu bir sezon böyle acı bir gülümsemeyle bitiyor.
Ahmet Çakar -Zaman
Ne şampiyonluk ne kupa umrumda
Şanlı Cimbom Aşkın bir başka ...
1 yorum:
türbülent bülente yazık oldu,ama haketti herşeyi.
Yorum Gönder