Biz yazmaya doyacağız, Galatasaray atmaya doymayacak...
Futbolun üç altın kuralını (Hırs , Mücadele , Bitiricilik) nakış nakış işleyen üstelik de her geçen gün bunu daha iyi yapan bir Galatasaray izliyoruz sahada. Bu takım zevk veriyor. Bu takım parmak ısırtıyor. Rakip takım oyuncuları stadın sınırlarına girdiği andan itibaren bir korku yeleği giymeye başlıyorlar.Bugün Perşembe'den miras yorgunluğun etkisiyle bol gollü bir maç beklemiyordum. Ancak bu beklentimi hesap ederken o 11 tane doğaüstü yıldızı hesaba katmamışım sanırım. Av için gelen herkes güzel bir akşam yemeği oldu hem sarı kırmızılı futbolculara hem de taraftarlara...
Medyamızın duayenleri (!) yine başlamışlar "Galatasaray oynamadan kazandı, gollerde faul vardı, Galatasaray'ın tacı yanlıştı, 3 korner 1 penaltıydı" gibi düzmecelere. Geçiniz efendim. Futbolu bilen, zerre miktarı anlayan bir zat-ı muhterem bugün bu performansa şapka çıkarır. Üstelik Perşembe günkü maçın teri henüz soğumamışken...
Sahadaki futbol keyif veriyor burası tamam. Ancak Galatasaray'da çok daha fazla keyif veren bir unsur var ki bu da şu anki performansın ana nedenlerinden bir tanesi. Takım olmak, olabilmek. İlk 11'inden ilk 25'ine kadar Galatasaray tam bir takım olmuş vaziyette. Bunu hem antrenmanlarda hem de maçlarda öyle rahat gözlemleyebiliyoruz ki. Kaptan'ın mimikleri, yeni gelen yabancıların demeçleri, Keita'nın her gol sonrası daha yeni sırtına geçirdiği Galatasaray armasını, formasını öpmesi, Kewell'ın "futbola burada başlayıp burada bırakmak isterdim" cümlesi vesaire örnekleri çoğaltabiliriz.Bireysel performanslara değinecek olursak savunma 3 maçtır müthiş oynuyor.
Gökhan Zan o ilk maçlardaki tutukluğunu tamamen atmış Kendine güvenen, ne yapacağını bilen bir görüntü çiziyor.Diri oynuyor, girdiği mücadelelerden başarıyla ayrılıyor. Bugün goldeki hatasına rağmen Servet yine her zamanki gibi "yıkılmaz" duvar görünümünde. Bu etmenler de haliyle korkulan savunma için su serpiyor yüreklere. Baros'u bugün çok beğendim herkesin aksine. Zira dikkat edin her hücum organizasyonunda Baros var.Önemli pozisyonların karesinde hep yerini aldı bugün. Çok düşmüş, çok kalkmış, takla atmış, yan yatmış, çamura batmış. Bunlar hep o mücadelenin sonucunda meydana gelen eylemler. Kaldı ki bugün yerde kaldığı çoğu darbede sert şarjda kaldı Baros. Gollerini de attı.Kral silkinme evresini geçip ayağa kalktı...
Keita sadece 45 dakika oynadı. Topu aldığında 3 kişi önüne set oluşturdu. Bu durumda da savunmada meydana gelen boşlukları Baros ve Arda değerlendirdi. Yani öyle bir adam ki tutsanız dert, tutmasanız yine dert. Talinn maçındaki o müthiş performans elbette ki bir yorgunluk yaratacaktı. Rijkaard da bunu düşünerek ikinci yarıda Elano'yu aldı Popito'nun yerine.
Elano...Perşembe günü bitmiş bir maçta, son 20 dakika sahada yer buldu. Bu kadar kısa süre, ilk maç, zaten bitmiş olan bir müsabaka. Acaba ondan ne bekliyorlardı da o maçta yaptığı bir pas hatasını günlerce konuştu medyamızın usta (!) isimleri? Bugün öyle bir susturdu ki onları, öyle bir çınlattı ki kulaklarını; o top aslında Souleymanou'nun koruduğu kaleye değil o fütursuzca yazıp çizenlerin boğazına düğümlendi 121 Km/S hızla... Sadece o da değil verdiği paslar, oyunun yönünü bir anda değiştirebilmesi, oyunu müthiş bir zeka ile okuması; 45 dakika da olsa bir resital sundu. Çok beğendik, doyamadık... Çift kale maç sonrası Servet'in "Elano'nun yanına yaklaşınca buram buram gol kokuyor" cümlesi hafızamda hala. Ne de güzel gösterdi bugün bu cümlenin uygulamalı anlatımını o muhteşem şutla.
Bugün son dakikalarda da olsa oyuna giren Mehmet Topal çekmiştir sizlerin de ilgisini. Mehmet hiç görmediğimiz kadar hızlı, hiç görmediğimiz kadar çevik ve de hiç görmediğimiz kadar teknik bir oyuncu haline gelmiş. Üstelik kesiciliğinden de hiçbirşey kaybetmemiş."Maçın son çeyreğinde oynadı o yüzdendir" denebilir. Ancak Mehmet antrenman esnasındaki çift kalelerde maç boyunca da böyle. Neler oluyor yahu? Anlaşılan şu ki bizler daha çok şaşıracağız.Galatasaray ısıra ısıra yoluna devam ediyor. Sırada Talinn maçı var. Farklı bir kadro ile oynanacağı aşikar.
Değişmeyecek olan tek şey ise oynanan güzel futbol...
Teşekkürler ASLANLAR !
1 yorum:
kısacık saclarına
ak düşmüş uçlarına
cimbom taraftarına
el salla Yılmaz Başkan..
:)
Yorum Gönder